top of page

Mix&mastering ve yaşadığımız tecrübelerimiz üzerine...

Aslına bakarsanız bu konu başlı başına ansiklopedi yazılabilecek büyüklükte olmalıdır aslında. VST ler, PC özellikleri, Hardwareler, Müzisyenlik, Armoni Bilgisi, Teknik Bilgi ve donanım, beste ve düzenleme tecrübeleri, programa hakimiyet, müzikal birikim, mix becerileri, mix cihazları, monitorler, kulaklıklar, sabır, fazlasıyla farklı tarzlarda ve sayıda parçalar dinlemek, arşivlemek bunların düzgün şekilde depolanması v.s v.s

Ancak bugün her tür bilgi internette bir çok yerden edinilebiliyor. İnternetde ufak bir araştırma yaptığımızda pekçok ansiklopedik bilgiye ulaşabiliyoruz.Bu nedenle bu konunun bu forumda kitabi bilgilerden ziyade tecrübeler ve tavsiyelerimizle oluşmuş olmasını tercih ediyorum.Ufak ufak herbirimiz tecrubelerimizi paylaşabilirsek, anektodlar olarak ya da , artık nasıl bir dildeyse o, farklı ve daha güzel sonuçlar elde edilebilinir. Teknik bilgiler artık nerdeyse her yerde var nasıl olsa...

Yaklaşık 5 senedir bu işlerle iç içeyim.Ve işte şu ana kadarki tecrübelerimin bana öğrettikler ve tavsiyelerim;

1.Şimdi kayıt ile ve mixle ne alakası var diyeceksiniz ama parçaların düzgün arşivlendirilmesi isimlendirilmesi, kayıtların tek tek isimlendirilmesi, tarihlendirilmesi, yeni kanal açılır açılmaz o kanalı tanımlayan notların alınması projeye başlarken ve devamında herşeyden önemli. Eviniz dağınık olabilir ama projelerin tertemiz olmalı..

Bu nedenle proje dosyalarınızı mutlaka sınıflandırın.Bilgisayarda her projenize ait proje dosyanız tek bir başlık altında fakat ayrı başlıklarda yedeklenerek bulundurulmalı...

2.Bir projenin en başta sizi tatmin edebilmesi için soundunun mutlaka kaliteli olması gerekir. Dolayısıyla başlamadan önce; melodiler, düzenlemeler, kayıtlardan önce düzgün bir sound çıkıp çıkmadığı ile ilgilenilmelidir.Kaliteli bir soundu mix de işleyerek arzu ettiğiniz yere getirebilirsiniz. Berbat bir ramazan davulu sesi bile, biraz uğraş ile dinlemekten sıkılmayacağınız bir orkestraya dönüşebilir...

3.Mümkünse öncelikle altyapıyı, müzik tarzına göre değişmekle birlikte genelde davul ve bası çözmeniz gerekir. Bu iki enstrumanı bitirdikten sonra diğer kayıtlara düzenlemelere ve mixe geçilmelidir.Bu yiğidin yoğurt yeme şekline göre değişebilir ama genelde bu tercih edilir.Çünkü davul ve bass şarkıyı taşıyan 2 enstrumandır.Tüm şarkı genelde bu iki öğe üzerine inşa edilir. Bass sesleri, kick ve snare gibi tüm soundu belirleyecek zor frekansları en başta halledemezseniz, gerisi geldiğinde işin içinden çıkamazsınız...

4.Uğraştığınız parça size genelde güzel gelecektir. Bu işi yaparken en sık görülen şey ki bu hissiyata ben de sıkça kapılırım:) ,yaptığınız işin ne kadar kötü olduğunu anlayamamanızdır. O kadar çok uğraşırsınız ki parçayla, nasıl duyulduğunu ya da ilk kez dinlendiğinde nasıl hissettirdiğini bilemez hale gelirsiniz.O akorların altına o arpejin ne kadar uyum sağladığına takılır kalır sonra o uyumdan etkilenir ve parçanızı çok beğenmeye başlarsınız.Sürekli kendi kendinize "vay canına çok iyi oldu" deyip durursunuz ama kazın ayağı öyle değildir maalesef...Oysa ki mix ve mastering kurabiyenin tadı ve ambalajıdır. içindeki fındığın şekline takılmanın kimseye faydası olmaz.

Peki ne yapacağız bu hataya düşmemek için?

Öncelikle eğer tabakhane taraflarına yetiştireceğiniz herhangi bir nesne yok ise;) acele etmeyin,sindire sindire gidin...Mutlaka ve mutlaka ara verin, ve bir kaç gün aradan sonra tekrar dinleyip devam edin...

5.Çalışmalarınızı farklı kişilere dinletin.Eleştirilmeye hazır olun,bundan gocunmayın ve mütevazi olun.Sizin kulağınızın algısı ile başkalarının ki çok farklıdır ve bu doğaldır.İşte bu site gibi siteler zaten bunun için var.Bizim gibi dinlemekten ve yorumlamaktan son derece zevk alan arkadaşlarınıza dinlettiğinizde mutlaka sizde farklı bir yorum ve tecrübe oluşacaktır.Eğer bunlara katlanamıyorsanız lütfen kimseyi uğraştırmayın, evde kendi kendinize dinleyip mutlu olun...

Hugh Grant ve Drew Barrymore'un başrolünü oynadığı "music and lyrics" filminde, çaptan düşmüş bir pop sanatçısının evine çiçek sulamaya gelen fakat sonradan yetenekli bir söz yazarı ortaya çıkan kız ile tanışması ile başlayan hikaye konu edilir. Ve en güzel sahnelerden birisi; onların beste çalışmalarını resepsiyondaki kapıcıya dinleterek fikir almalarıydı sanırım...

Bunu önlemenin bir başka yolu da , parçanızı yaparken, bittiğinde benzemesini istediğiniz bir tarzda orjinal bir parçayla sürekli kıyaslayarak yapmaktır. Mixini çok beğendiğiniz bir çalışmayı tekrar tekrar dinleyin.Farkedebildiğiniz her detayı ki bu işe girmiş iseniz kulağınız farkedebilecek seviyede olmalıdır, hafızanıza adeta kazıyın.Kendi miksinizi benzetmeye çalışın ve sürekli kıyas yapın...Önemli olan tüm enstrumanlar arasında bir ahenk yaratmaktır. Bir enstrumanın sizin özel bir çabanız yok ise şayet kendi kendine ön plana çıkması benim çok fazla arzuladığım bir durum değil. Enstrumanlar tane tane ve yerinde olmalıdır. Kendinizi sahne karşısında bir orkestrayı dinleyen bir dinleyici olarak hayal edin. Hangi sesi kulağınız nereden algılıyor bunu düşünün...Sağa yada sola panlayacağınız bir vokal,ritm gitar tüm havayı değiştirebilir yada mahvedebilir...Ses dengeleri, dinamiği, yüksekliği ve tonları üzerine bu manada kafa yorun...

Bir keresinde çalışmasını paylaşan birine şöyle bir yorum yazdığımı hatırlıyorum;

Soru: "Abi sence de vokal solistin çok fazla önüne çıkmamış mı?

Cevap:"Evet çünkü vokal de şan kadar güzel"

6.Çalışmanızı farklı farklı yerlerde dinleyin.Evde, arabada, komşunun cd playerında, işyerindeki mp3 çalar da gibi...Önemli olanın sizi dinleyecek kişilerin duyumuna ulaşabilemek olduğunu unutmayın...

7.Çoğumuz parçalarda sanal enstrumanlar kullanırız. Öncelikle asla ve asla sanal bir enstrumanın aslının yerini tutabileceği gibi garip bir hisse kapılmayın.Özellikle akustik çalgılarla olan birlikteliğinize mutlaka devam edin, enstrumanistliğinizi köreltmeyin. Şahsen iyi çalışmaların iyi enstruman çalan kişilerin elinden çıkabileceğini düşünüyorum.

8.Miksinizi yaparken macera aramayın.Eğer çok fazla bilgi sahibi değilseniz enstrumanların duyum frekansları ile oynamak sizi felakete götürebilir...Presetler bunun için var.Birileri sizlerin yerine düşünmüş buna zaten...Boğuşmaya gerek yok.Presetden yola çıkaracak da gayet güzel bir duyum elde edebilirsiniz..


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Beni Takip Edin...
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Instagram Social Icon

© 2017 by ChordSolo created with Wix.com

bottom of page