top of page

Nizamiye Nöbeti...

2 yıl geçti üzerinden... Yaz dediler, ne düşünüyorsun dediler, dostlarım,akrabalarım... Yazmaya elim gitmedi.. Şimdi bayram diye kutluyorlar ama... Ben utandım... Çünkü bu kutlanacak birşey değil utanılacak birşeydi...!!!

XXXXXXXXXXXXXXX

Tahmin edeceğiniz üzere 15 Temmuz ve öncesinde TSK'de olan bitenlerden bahsediyorum... Zaman zaman bir türlü kendinizin dahi kabul edemediği gerçeğin acı tokadını öyle beklenmedik,tarafsız gözle olaylara bakabilen, yüreği memleket için çarpanlardan yiyorsunuz ki, işte o zaman kendinizi sorgulamaya, eleştirmeyi başlıyorsunuz...

Kısa bir süre önce, bir tesadüf sonucu sevgili Sunay Akın ile bir masada buluşma şansım oldu... Her hikayesini dinlediğim, her yazısını okumaya çalıştığım üstat işte öylece karşımda oturmaktaydı... Beni kendisine takdim eden arkadaşım"emekli subay" diyerek tanıştırmıştı... Konuşma içeresinde memlekete dair konuşulurken; "Komutanım sizin en büyük hatanız, birbirinize sahip çıkmamanız... Bakın yüzlerce yazar var bu memlekette... Pek çoğu hapis yattı, haksızlığa uğradı, ama biz hiçbir zaman birbirimizi satmadık, biri için dünyaları ayağa kaldırdık." dedi... Ve ekledi; " TSK için dönüm noktası sarı öküzün verildiği gündür... O mavi aracın nizamiyeden içeri girdiği gün varya, işte o gündür...!" Ve kendine has üslubuyla ; "Bizde askerlik yaptık kardeşim, nizamiye nöbeti diye birşey var, gerekirse öleceksin ama o herifi oraya sokmayacaksın yav...!" dedi...

İşte gerçeğin ta kendisi ve acı tokadı, tam da buydu... Bildiğimiz ama duymak istemediğimiz, kendimize bile itiraf edemediğimiz şey işte buydu...!!

XXXXXXXXXXXXXXX

Yıllar önce profesyonel askerliğe geçiş ile ilgili bir konuda komutanın da dahil olduğu bir toplantıda, komutana muhalefet ederek fikirlerimi söylemiştim... Jandarma da er olmayacak, yerine sözleşmeli personel alınacaktı... Bunun çok faydalı olacağı üzerine konuşulmaktaydı... Söze girerek onlar gibi düşünmediğimi ifade ettim ve şu örneği verdim; "Komutanım denemesi bedava... Buraya çok yağmur yağar malum... Bol yağışlı bir günde, gördüğümüz ilk askeri kapıdan çevirelim ve diyelim ki; git ve tam da yağmurun altında, ben söyleyene kadar nöbet tut...! Siz dur diyene kadar nedenini sorgulamadan orada duracaktır...! Ancak herhangi bir rütbeli, 10 uncu dakikada niye kendinin durduğunu, 20 nci dakikada zaten hep kendinin durduğunu,biraz sonra bunun çok saçma olduğunu ve dahi mobbing yapıldığını,...... söyleyecektir" dedim ve süre tahminlerimin de iyimser olduğunu ekledim... İşte mesele tam da buydu... Aidiyet ve mutlak itiat...!!!

XXXXXXXXXXXXXXX

15 Temmuz sonrası bu pisliğe bulaşmamış herkesin ortak düşüncesidir; bu işe prim veren, zamanında bunlar dindar çocuklar diye yol almalarına müsaade eden mevcut hükümete öfke duymak...!!! Bu belki de işin en kolay yolu...!!!

Bunlar olurken bizler ne yaptık sorusunu sorabiliyor muyuz kendimize...? Anadolu'da biri birine emanet edilirken şöyle bir cümle kullanılır;"Birbirinize mukayyet olun...!!!"Biz birbirimize mukayyet olamadık...!!! "Silah arkadaşı,devre arkadaşlığı" nedir, biliyor muyuz? Gözümüzün önünde silah arkadaşlarımızı, devre arkadaşlarımızı sümüklü hocaya nasıl kaptırdık? Daha nizamiye nöbetini tutamazken, vatan nöbetini tutabildik mi....!!!??? Bu mankurt sürüsünün gözbebeğimiz silahlı kuvvetlerimizi ve dahi devletin tüm kurumlarını istila edişine nasıl seyirci kaldık...???

Şimdi diyoruz ki; "adamlar kendini iyi gizlemiş, anlayamamışız...!!!" Yok öyle bir dünya...! Anlamalıydık...!!! Anlayalım diye bu millet bize maaş ödedi...!!! Bahane bulmakla geçiyor günlerimiz lakin, hep kendimizi kandırdık...! TSK'nın en başındaki komutanlar kendi emir subayları tarafından, kendi ordusu tarafından esir edildi, derdest edildi...! "Bilgi, belge yoktu, istihbarat verilmedi v.s v.s " dediler...! Yahu komutan dediğin şeyin tanımında ne yazar bilmiyor musun sen? "Birliğin yaptığı ve yapamadığı herşeyin sorumlusu komutandır" der...!!! Herkes mazeret üretebilir ama komutan üretemez...! Af dileyemez, kafasına sıkar ama esir edilemez...!!!

Hani izledin ya filmde, ve ağladın;

"Uyursan, öürsün" diye...

Biz uyuduk ve öldük...!!!

XXXXXXXXXXXXXXXXXX

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir...! Ergenekon,Balyoz garabetinin şaşalı zamanları... O mankurt savcıların, hakimlerin ve dahi içimizdekilerin egolarının tavan yaptığı acı günler... Vatandaş bile bize b.. bakar gibi bakmakta...!!! Görev yaptığım yerde komutanım hesapta Sultan Ahmet Camisini bombalayacak timin tim komutanı olmakla suçlanıyor... Gizli tanık ifadeleri, şakşakçıların algı operasyonları gırla gidiyor. Hemen hergün Taraf Gazetesinde yeni bir haberle sarsılıyoruz... Komutan fanatik Fenerbahçeli... Birlikte İstanbul'a maça gideceğiz. Ama biliyorum ki, maç bahane... "Ne olacağı belli olmaz, kızımı bir göreyim" diyor gitmeden önce... Maçın devre arasında Merkez Komutanlığından arayıp, gözaltına alıyorlar... Aramızda biraz limoni o günlerde... Ama, dımdızlak ortada kalıveriyorum işte... Öksüz gibi,yetim gibi...!!! Komutanla bir yere gidip komutansız dönmek ...!! Sanki satmışım gibi hissediyorum ve çok üzülüyorum... Ama birliğe döndükten sonra ciddi sayıda hadiseyi önemsemeyen, işi "oh olmuşa" kadar vardıran tipler görünce teesürüm bir kat daha artıyor... İşte "aidiyetsizliğin" yada "yaptığımız hatanın" ilk ışığı belki de işte buydu...!!!

Bırak altındaki, yanındakini...

Baba bellediğinin bile ardından "oh olmuş" diyebilenler vardı...

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Üstad diyordu ya, "birbirinize sahip çıkamadınız" diye... İşte tam da söylediği şey buydu...!!!

Kendi ülkemizde kendi ordumuza operasyon çekiliyor ve biz seyrediyorduk... "Gereğini yapmak" yerine izlemekle meşgul idik... Ali Tatarların,Songül Yarbayların ve daha nicelerinin çığlıklarını görmezden duymazdan geldik...!! Nizamiyenin nöbet talimatına aykırı hareket ettik ve dahi gerektiğinde tetik elleyemedik...!!! Birliğe sahip çıkması gerekenler, sahadakilerin sıkıntılarından uzaklardı... Gerekli reaksiyon ve hassasiyet gösterilememiş, TSK bir avuç sırtlanın elinde oyuncak olmuştu...

Daha evvel arkadan vurulmuştuk ama, hiç içeriden vurulmamıştık...!!! Harbe hazır olmaktı görevimiz ama harbe hazır değildik...!! Zannediyorduk ki; savaşlar muharebe sahasında olur...

Doğu ve güneydoğuda olur...! Eğitimin noksan olan kısmı işte buydu...!! Komutan asli görevini yapamamış, birliğini harbe hazır hale getirememişti...!!

Kızmakla yada anlamaya çalışmakla geçti ömrümüz... Hırsız hırsızlığını yapar, ne olacaktı ki? 1 dolara vatanı sümüklü hocaya ve dahi kukla oynatanlara satan kafadan başka ne bekliyorduk ki?

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Peki şimdi ne yapıyoruz? Durum farklı mı? Fetö gitti (!) , yerine kim geldi...? TSK giderek nasıl siyasallaşıyor? Mesela TSK hiyerarşisi,gelenekleri nasıl altüst edildi? Mesela subay alırken nelere dikkat ediliyor? Devlet kuru ile yaşı ayırabilecek mi, yada ayırma gayreti var mı? Yine mi "Allahım bizi affetsin" diye ortalarda dolaşacağız? Sorulacak yüzlerce , binlerce soru var... Yeter ki makamı, mevkiyi belki de açıkta olan k..nı düşünmeden doğru soruları soralım ve doğru reaksiyonu gösterelim...!!!

Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Beni Takip Edin...
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Instagram Social Icon
bottom of page