Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa...!!!
Çanakkale ve Türk İstiklal Harbini hepimiz biliriz... Bu savaşların kırılma noktası olan anları ve olayları anlatmak isterim... Çünkü geleceğe ışık tutan belki de bu hadiselerin gizem ve detayları...
Çanakkale Savaşlarında vatanın bir karış toprağını dahi döğüşmeden düşmana teslim etmeyi aklından dahi geçirmeyen bir orduyu şimdilerde öve öve yere göğe sığdıramadıkları Osmanlı bir Alman Generale teslim eder...!!Generalin sadece tabur seviyesinde birliklerde ufak bir savaş deneyimi olmuş, birliklere ve araziye son derece yabancı ve tespit ve tedbirleri savaşın cereyan tarzına son derece uzaktır... Aslına bakarsanız sözkonusu General sayesinde düşmanın asıl taaruz planı tespit edilememiş , ordumuz yapılacak çıkartmaya karşı yanlış tedbirler almak zorunda bırakılmıştır. Neyse ki ordu ihtiyat kumandanı, varlığıyla milletimizin kaderini değiştiren ,daha kurmay yarbay rütbesindeki genç bir subay bu savaşın gidişatını aldığı inanılmaz inisiyatif ve kararlılıkla değiştirir. Çıkartmanın kilit noktasının Kocaçimen ve Conk Bayırı istikameti olduğu aylar önce tespit eden,savaşın seyri esnasında aslında ordu ihtiyatı ve esasen ordu komutanı emri olmadan savaşa girmesi sözkonusu dahi olmayan o komutan ,kendiliğinden harekete geçerek savaşa dahil olmuş ve savaşın seyrini değiştirmiştir. 57nci Alaya verilen "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir." emri hemen her komutanın kolaylıkla verebileceği bir emir değildir...!!! 261 Rakımlı Tepede düşmandan kaçan askerini "düşmandan kaçılmaz, merminiz bittiyse süngünüz var" der ve yere yatırır... O komutanın "yat" emri tarihin akışını değiştirecek, düşman ve dahi şairin tanımıyla "yedi düvel" Türk askerini vatan toprağından asla söküp atamayacaktır...!!! Gösterilen başarılar karşısında bu savaşta bütün kuvvetler Anafartalar Grubu birleştirilerek o komutanın emrine verilmek istenir.Alman Generali talep edilen kuvvetlerin fazla olduğunu görünce şu soruyu sorar; "Bu kuvvet fazla değil mi?" Cevap manidar ve kararlıdır; "Az gelir...!!!"
Aynı düşünce Sakarya Savaşında da ortaya çıkarak cephesi yarılan bir orduya "hattı müdafaa yoktur, sathı müdafa vardır, o satıh bütün vatandır" emriyle tekrar tecellli edecek ve Yunan Ordusu cephesini yardığı düşmanına karşı hedeflediği Ankara"nın hala çok uzak olduğunu görünce manen çöküntü içine girecektir... Bu kararlı komutan Mustafa Kemal Atatürk'den başkası değildir...!! Komutan olarak lider olmak, doğru zamanda doğru yerde, doğru sözü söylemeyi gerektirir...!!!
Bunları niye anlatıyorum? Yarın 26 Ağustos...!!! Yani Büyük Taaruzun başladığı, vatan mücadelesi yapan bir ordunun "geçilemez" denen bir tahkimati çok kısa bir süre içinde aşarak önüne katarak kovaladığı Yunan ordularını Ege Denizine kadar sürdüğü sürecin başlangıcı....! Atatürk 26 Ağustos sabahı Koca Tepe'de... Muharebe alanının dibinde...!!! Ordularının başında...!!! Tıpkı şairin dile getirdiği sarışın bir kurda benziyor...!!!
Eğer 261 Rakımlı Tepe de...!! Conk Bayırında...!!! Arı Burnunda...!! Alçı Tepe de...!!!! Koca Tepe de...!!! Mustafa Kemal gibi geçtiğimiz yüzyılın en büyük santranç oyuncusu olmasaydı... 1917 devrimi gerçekleşemeyecekti...!! Avusturalya, Yeni Zelanda olmayacaktı...!!! Türki Cumhuriyetler yoktu...!!! Dünya bambaşka bir yöne akacaktı...!!! Ve yarın Malazgirt Zaferi kutlanamayacaktı...!!! Ve başkumandan yarın soluğu Malazgirt'de alamayacaktı...!!!
Aklı havada olanlar, genç kardeşlerim, aklı karışanlar...; Belki de unuttunuz...!! Geçtiğimiz yüzyıl sömürgeciler ve emperyalistler sadece bir kişiden evrile çevrile dayak yemişlerdir...!!! Ve bütün amaçları O'nu unutturmak O'nu yok etmektir...!!! Tabii ki Malazgirt Savaşını küçümsemiyoruz, ve ne anlama geldiğini de çok iyi biliyoruz... Ama benden uyarması...!!! Aklınız karışmasın, neye bulaştığınız bilin...!!! 30 Ağustos günü kapın bayrağınızı ve avazınız çıktığı kadar bağırın... "Yaşa Mustafa Kemal Paşa... Adın yazılacak mücevher taşa...!!!"

